3 Mayıs 2010 Pazartesi

İran'dan Yeni Hamle!

Nükleer Silahlarla Gündeme Gelen İran Son Olarak Füze Kalkanı Sistemi Geliştirdiğini Açıkladı.




Fars Haber Ajansı’na göre, İran Savunma Bakanı Ahmet Vahidi, radara yakalanmama özellikleriylebilinen cruise füzelerini yakalayıp havada imha edebilecek bir füze savunma sistemini kullanıma hazır hale getirdiklerini duyurdu. Vahidi önümüzdeki aylarda sistemin seri üretimine geçilerek Ordu birimlerine teslim edileceğini bildirdi.

Yeni sistem “kısa menzilli savunma sistemi” olarak niteleniyor ve füzelere karşı alçak irtifada hava kalkanı sağlıyor.

Radara bağlı seri atış yapabilen toplardan oluşan sistem, dakikada 4 bin mermi atış yapabiliyor. Bu sayede uzun ve orta menzillerde yakalanamayan cruise füzelerinin son anda yakalanması hedefleniyor.

Savunma Bakanı Vahidi, bundan önce geliştirdikleri radar sistemiyle yaklaşan her türlü füzeyi izleme olanağına kavuştuklarını hatırlatarak, buna son olarak dakikada 4 bin mermi atan sistemin eklenmesiyle “bu füzeleri imha etme yeteneğine de” kavuştuklarını kaydetti.

Batılı kaynaklar, 1980-88 İran-Irak savaşı sırasında büyük bir silah üretim programı başlatan Tahran’ın bu faaliyetlerinin yeni yeni sonuç vermeye başladığını bildiriyor.

26 Nisan 2010 Pazartesi

''Dünyanın en hızlı belleği" iddasıyla piyasaya sürülen belleklerle tanışın: O bellekler ve markası.

''Dünyanın en hızlı belleği" iddasıyla piyasaya sürülen belleklerle tanışın: O bellekler ve markası.
Kingston sözcüsünün yaptığı açıklamaya göre; 2400MHz hızlaçalışan Kingston'ın HyperX çift kanallı DDR3 belleği, Core i7 platformunda Intel XMPsertifikasını almaya hak kazandı.

2400MHz hız, 1.65 voltta 9-11-9-27 zamanlamayla çalışan yeni bellek , ateşli oyuncuları vebenchmarkta daha üst seviye bellekler arayanları hedefliyor.

Kingston'ın açıklamasına göre yeni ürünü "En iyi mühendislik ilkeleriyle" tasarlandı. Bellek ayrıcaP55 tabanlı sistem testlerinde de "üstün başarı" gösterdi. Elbette bu iddiaların kanıtlanması için bağımsız testler de gerekiyor ama frekans olarak etkileyici bi seviyeye ulaşıldığı ortada.

2400MHz'lik yeni bellekler 2010'un ikinci çeyreğinin başında satışa sunulcak.

LED PANO




Bu panoların adı Led Pano'dur.Bunlar bizim hayatımızı kolaylaştırır ve güzel görünümüyle de bulunduğu yeri özelleştirirler.

UMUT BU İKİ GÖZE BAĞLANDI


400 milyon yıllık bir evrim sürecine sahip olan Mantis karideslerinin sahip olduğu gözler, yeni nesil iletişim sistemleri geliştirilmesini sağlayarak teknolojide çığır açabilir

Yaklaşık 400 milyon yıllık bir evrim sürecinden geçen Mantis karideslerinin sahip olduğu gözler, yeni nesil iletişim sistemleri geliştirilmesini sağlayarak teknolojide çığır açabilir.

Kabuklu canlılar ailesinin üyesi olan bu karidesler, görüş yeteneği en gelişmiş canlılar olarak biliniyor. Gözleri sayesinde hayvanlar âleminde diğer hiçbir canlıda olmayan bir özelliğe sahip olan Mantis karidesleri: Dairesel polarize filtre (CPL) olarak bilinen ışığı algılayabiliyorlar.

CPL, bir ışık doğrusunun ekseni etrafındaki elektromanyetik dalgaların, 360 derece dönmesiyle oluşuyor.

Dünyada CPL algısına sahip tek canlı olan Mantis karidesinin bu yeteneği 2008 yılında keşfedildi. Karidesin bu özelliği ilk olarak aynı yıl Mart ayında Current Biology dergisi tarafından duyuruldu.

Bu noktadan ilham alan mühendisler, Mantis karideslerinin CPL algılama yeteneği sayesinde, ışığın çok daha etkin kullanılabileceği ileri teknoloji iletişim sistemleri geliştirmeyi hedefliyor.

Mühendisler, ışığın CPL’de olduğu gibi serbest dönüş hareketinden faydalanılması sayesinde, çok daha güçlü çözünürlük elde ederek görüntü kalitesini arttırmayı amaçlıyor.

MARS’TAN GELEN KARİDES

Mantis karideslerinin gözleri en az 100 bin rengi algılaması sağlayan çok sayıda hücreye sahip bulunuyor. Bu rakam insan gözünün algılayabildiği renk sayısının 10 katı. Ayrıca, insanlarda 3 farklı ışın algılayıcı hücre bulunurken, Mantis karideslerinde bu 12’ye çıkıyor. Karideslerin bu denli gelişmiş görüş algısına sahip olması, bilim insanlarının onlara “Mars’tan gelen karides” adını takmalarına sebep oldu.

Bilim insanları, görsel evrimi incelemek için en iyi malzemeyi oluşturan karideslerin neden bu kadar gelişmiş bir görüş algısına sahip olduğunu çözebilmiş değil. Çünkü karides kuyruğunda bulundurduğu bir leke sayesinde CPL’yi yansıtabiliyor ve bu yeteneğini ihtiyacı olmasa da iletişim kurmak için kullanabiliyor.

Cronin, bu kadar gelişmiş algı gücüyle karideslerin beynin yerine getirmesi gereken analizi gözleriyle halledebildiklerini, böylece daha basit bir beyin yapısına sahip olduklarını belirtti

Bilim insanları, “Mars’tan gelen karideslerin” sahip olduğu hücreleri inceleyerek, iletişim donanımlarında çığır açabileceklerine inanıyor. Bu kapsamda, ilk olarak DVD ve CD oynatıcıların içinde bulunan ve CPL dönüştürme görevi gören çeyrek dalga tabakalarının geliştirilmesi hedefleniyor.

TEK YETENEĞİ BU DEĞİL

Sahip olduğu algı gücü sayesinde, canlılarda kabul edilen görüş alanı Mantis karideslerinde yüzde 33 daha fazla. Çünkü karides sadece siyah-beyaz, renkli ve doğrusal polarize ışığı değil, dairesel polarize filtreyi de algılayabiliyor.

Mantis karidesi uzmanı Tom Cronin, bu hayvanların kesinlikle uysal olmadığını, tam tersine son derece vahşi bir hayvan olduğunu da belirtiyor. Mantis karidesi birçok deniz canlısının aksine avını kalbine sapladığı zırhlı dokunaçlarıyla öldürüyor veya vurarak parçalara ayırıyor.

Ayrıca, karideslerin avlanırken kurbanlarına vurma hızı, canlılar âlemindeki en hızlı ikinci hareket olarak biliniyor.

Bilim dünyasının göz bebeği Mantis karidesi, son olarak BBC’nin bilim dergisi Focus’a konu oldu.

4500 METREDE TÜRBÜLANS DEHŞETİ

Dubai'den Hindistan'a giden Emirates Havayolları'na ait 361 yolculu Boeing 777 tipi uçak, 6 bin metrede seyrederken türbülansa girdi. Uçak, türbülans nedeniyle birkaç dakika içinde 4 bin 500 metre irtifa kaybederek, bin 500 metreye kadar düştü. Yolcular arasında büyük paniğe yol açan olayda 17 kişi yaralandı.

Emirates Havayolları'na ait Boeing 777 tipi yolcu uçağı, Dubai'den Hindistan'ın Kochi kentine gitmek için havalandı.

Ancak 361 yolcu ve 14 mürettebatlı uçak, Hindistan'ın Goa şehri üzerindeyken türbülansa girdi.

Yaklaşık 20 bin feet (6 bin metre) yükseklikte bulunan uçak, 15 bin feet (4 bin 500 metre) düşerek 5 bin feet (bin 500 metre) seviyesine indi.

Uçağın havada bu denli irtifa kaybetmesi, yolcular arasında büyük paniğe neden oldu. Yolcuların birçoğu uçağın düştüğünü düşünerek çığlıklar atarken, görevliler yolcuları sakinleştirmeye çalıştı.

Pilot zorlukla uçağın kontrolünü sağlarken, uçağı sağ salim Kochi'ye indirmeyi başardı.

AFP haber ajansına konuşan yetkililer, birkaç dakika içinde 4 bin 500 metre irtifa kaybeden uçağın türbülans esnasında hasar gördüğünü ve 17 kişinin de hafif şekilde yaralandığını söyledi.


Yamyam Paradoksu


Bir adada yaşayan bir grup yamyamın eline bir mantıkçı düşer. Yamyamlar mantıkçıya şöyle derler: "Biz her yakaladığımız yabancıyı yeriz. Kimini haşlayıp, kimini kızartıp yeriz. Avımıza bir soru sorarız. Avımız soruyu doğru yanıtlarsa haşlarız, yanlış yanıtlarsa kızartırız."
Dedikleri gibi de yaparlar. Mantıkçıya şu soruyu sorarlar: "Seni haşlayıp da mı yiyeceğiz, yoksa kızartıp da mı yiyeceğiz?" Mantıkçı bir süre düşündükten sonra soruyu çok akıllıca cevaplar: "Kızartacaksınız!" İşte yamyamları çaresiz bırakan paradoks ortaya çıkmıştır, ve bu yanıtı sayesinde mantıkçı ne kızartılır ne de haşlanır.
Bir an için mantıkçının kızartılacağını varsayalım. O zaman verdiği yanıt doğru olur. Ama yanıt doğru olduğu için -yamyamların kendi kurallarına göre- mantıkçının haşlanması gerekmektedir. Demek mantıkçı kızartılamaz. Şimdi de mantıkçının haşlanacağını varsayalım. O zaman mantıkçının yanıtı yanlış olacak. Yanıt yanlış olduğundan da kızartılması gerekmektedir. Demek mantıkçı haşlanamaz da. Yamyamlar tam bir kısırdöngüye girmişlerdir. Kızartsalar haşlamaları gerekecek, haşlasalar kızartmaları! Sonuç olarak adamımız kurtulur.

Bas Gitar

Bas gitar, çoğunlukla dört telli olan ve kalın ses veren telli çalgı. Güncel müziğin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Yoğun olarak Rock, Metal, Caz, Pop, Blues, Funk ve R&B gibi müzik türlerinde kullanılır. İlk olarak Fender tarafından 1950'li yılların başlarında üretilmiştir.

Bas Gitarın Özelikleri

Bas gitar, elektrik ve akustik olarak ikiye ayrılır. Elektrik basta tellerden gelen ses manyetikler tarafından elektrik sinyaline çevrilip bu sinyali sese çevirecek olan yükseltece (amplifikatör) yollanırken, akustik basta akustik gitar gibi geniş ve oyuk olan gövde tellerden gelen sesi güçlendirip duyulabilir bir seviyeye çıkarır. Kimi akustik baslarda sesin yükseltece de iletilebilmesi için piezo adı verilen kuvars kristalli piezoelektrikses alıcıları bulunur. Bas gitarın sesi, normal gitarlardan daha kalın, kontrbas gitarlardan daha incedir. Normal bir gitardan daha kalın tellere ve daha uzun bir ölçeğe sahip olan bas gitarın gövdesinin elektrik baslarda ön, akustik baslarda yan tarafında ton ve sesi değiştirmeye yarayan bir eşitleyici bulunur. Bas gitarların elektro gitar yükselticilerinden farklı olan, düşük frekanstaki sesleri daha iyi verebilen özel yükselteçleri bulunur.

Klasik bas gitar genellikle perdeli ve dört tellidir. Günümüzde sayısı on ikiye ulaşan telleri olanları ve perdesizleri de kullanılmaktadır. Genelde yardımcı çalgı olarak kullanılan bas gitar, elektronik ve bilgisayarların katkısı ile günümüzde yoğun olarak ön çalgı olarak da kullanılmaktadır. Bas gitar partisyonları fa (F) anahtarı ile yazılır.Bas gitar hem ritim hem nota verir.Bu yüzden genellikle zor bir enstrüman olarak bilinir.


kaynakça :http://tr.wikipedia.org/wiki/Bas_gitar

UZAYLILARI ARARKEN BELAMIZI BULMAYALIM!!!!

İngiliz bilim adamı Stephen Hawking, uzaylıların varlığının neredeyse kesin olduğunu, ancak onlarla temasa geçmemek gerektiğini öne sürdü.

Dünyanın sayılı astrofizikçilerinden Hawking, şunları söyledi:

“Dünya dışı hayatın var olduğu neredeyse kesin. Sorun, uzaylıların kim olduğu. Bence onlarla temasa geçmek çok riskli olabilir. Zeki yaşamın, karşılaşmak istemeyeceğimiz birtür haline nasıl gelebileceğini görmek için kendimize bakmamız yeterli. Bence uzaylıların devasa gemileri olabilir. Belki de kendi gezegenlerinin tüm kaynaklarını tüketip kainatta göçebe haline gelmişlerdir. Bu gelişmiş uzaylılar, ulaşabildikleri gezegenleri fethedip sömürgeleştirmek isteyebilirler.”